Sertleşme Bozukluğu Tedavi Yöntemlerinin Etkisi Kalıcı Mıdır?
Ereksiyon, beyinde başlayan duygusal bir olaydır. Fiziksel veya zihinsel uyarım, beyindeki sinirlerin penisteki sinir hücrelerine kimyasal mesajlar göndermesine neden olur, böylece penis kan damarlarının rahatlamasıyla kan penise serbestçe akar. Bu, penisin ereksiyon olmasına ve sürdürmesine neden olur.
Erektil disfonksiyon yani sertleşme bozukluğu penisin uyarılara karşı normal göstermesi gereken fizyolojik tepkiyi vermemesi, zayıf vermesi veya çok kısa süreli cevap verip yumuşak hale geçmesidir. Erektil disfonksiyonu olan hastaların %70’inde “fosfodiesteraz tip 5 enzim inhibitörleri (PDE5İ)” olarak isimlendirileve ve ağızdan alınan ilaçlarla (sildenafil, vardenafil, tadalafil) ereksiyon elde edilebilmektedir. Bir grup hasta yan etkilerinden dolayı ilaç kullanmayı bırakmaktadır. Fayda gören hastaların %20’si de bir süre sonra ilaçlardan fayda göremez hale gelmektedir. Diğer tedavi yöntemleri yaşam tarzında değişiklikler, idrar yolundan alprostadil isimli ilaç uygulaması, penisin sertleşen dokusu olan korpus kavernozum içine ilaç enjeksiyonu, vakum cihazı ve bu tedavilerden hiç fayda görmeyenlerde ise penis içine protez yerleştirilmesidir.
Yukarıda sayılan tedavi yöntemlerinden penil protez yerleştirilmesi dışında kalıcı bir tedavi yöntemi şimdiye kadar hastalara sunulmamaktaydı; ancak PRP tedavisi ve LSWT ile yapılan tedavi uygulamalarının sertleşme problemi yaşayan hastalarda uzun süreli ve kalıcı çözümler sağladığı yapılan klinik çalışmalarla kanıtlanmış ve bu nedenle bu yöntemlere olan ilgi her geçen gün artmıştır.
İktidarsızlık için risk faktörleri nelerdir?
Sertleşme bozukluğu için sağlıksız beslenme, sedanter yani egzersizin az olduğu bir yaşam tarzı, sigara, katkılı gıdalar, obezite, yüksek kan yağları, metabolik sendrom, insülin direnci ve diyabet, damar sertliği, hipertansiyon ve bunlar için kullanılan bazı ilaçlar ve sağlıksız yaşlanma en önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır.
Bunun yanı sıra bazı kapalı sistem prostat ameliyatlarında, prostat kanseri için yapılan radikal prostatektomi ameliyatlarında, rektum kanseri adı verilen ve makata yakın olan barsak ameliyatlarında , genital bölgeye ve leğen kemiği hizasına verilen radyoterapilerde yan etki olarak sıklıkla erektil disfonksiyon görülebilmektedir.
Kök Hücre Tedavisi İle Nasıl Kalıcı Çözüm Elde Edilir?
Kök hücreleri karakteristik olarak endotel hücreleri, düz kas hücreleri, Schwann hücreleri ve sinir hücreleri dahil pek çok dokuya dönüşebilme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle ereksiyon sorunu varlığında uygulanacak kök hücre tedavisinin azalmış veya fonksiyonu bozulmuş damarlardaki ve sinüzoidlerdeki endotel hücrelerini, kavernozal sinirleri ve korpus kavernozumdaki kas dokusunu onaracağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra kök hücrelerinin uyarıcı etkisi sayesinde penis dokusunda bulunan endotel hücreleri ve düz kas hücreleri kendilerini yenileme (rejenerasyon) sürecine girerler. Bu durum hücreler arasında bir etkileşim başlatarak sağlıklı hücrenin sağlıksız hücreleri uyararak fonksiyonel bir düzelme meydana gelmesine yardımcı olur. Yapılan klinik çalışmalarda bu etkileşimin varlığı ve pozitif sonucu gösterilmiştir.
Sertleşme Sorunu için kök hücreler penise nasıl verilir?
Elde edilen kök hücreler penisteki korpus kavernozum adı verilen dokuların içine enjekte edildir. Bu şekilde yapılan uygulamanın kavernozal sinir hasarı, damarsal yetmezlik, diyabet mellitus, hiperlipidemi ve yaşlanma kaynaklı erektil disfonksiyon tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir.
Bu yöntem ile yapılan klinik çalışmalarda, korpus kavernozuma enjekte edilen kök hücreler 7 gün süreyle hasarlı dokuda birikim gösterdiği tespit edilmiştir.
Kök hücreler bir yandan farklı hücre tiplerine dönüşerek onarım sürecinin başlatırken, diğer yandan “parakrin etki” diye isimlendirilen rejenerasyon mekanizmalarını başlatır. Dokuda var olan öncül hücrelerin yayılmasını ve doku hücrelerine dönüşmesini ve farklılaşmasını uyarır. Hücre ölümünü engelleyen ve yeni damar oluşumunu uyaran faktörlerin üretimi ile hasarlı dokuların onarılmasını sağlar. Bunun yanı sıra immün(bağışıklık) sistemi düzenleyerek, doku yenilenmesi sürecine katkıda bulunur.
Doku Yenilenmesi Yaparak Performans Artırıcı ve Penis Büyütücü Etkisi Olan Cerrahi Olmayan Tek Yöntem!
PRP tedavisinin asıl amacı penis dokusunu yenileyerek erkeklerde sertleşme ve ejakülasyon (boşalma) fonksiyonlarının düzelmesini sağlamaktır. Böylece cinsel gücü ve performansı, cinsellikten alınan zevki artırır. Bu tedavinin diğer bir getirisi de penis dokusunu yenilemesiyle birlikte penis kalınlığı ve uzunluğunda büyüme yapmasıdır.
PRP – CGF Tedavisi Etkileri ve Sonuçları Nelerdir?
PRP penis korpus kavernozum dokusuna enjekte edildiğinde, içeriğinde bulunan doku onarıcı maddeler, doku içindeki kök hücreleri uyararak, yeni genç dokular oluşmasını sağlar. Yeni damar, sinir ve düz kas hücreleri oluşur. Penisin damar, sinir ve düz kasında oluşan yenilenme ve gençleşme sertleşme kalitesi ve süresi uzar. Bu penise sertliği veren dokular olan corpus cavernosa’daki yeni dokuların çoğalması nedeniyle olur. Böylece daha uzun süreli, daha sert ve sürdürülebilir ereksiyon elde edilirken ejakülasyon (boşalma) süresinde de uzama, prematür ejakülasyonda (erken bosalma) düzelme ve cinsel duyarlılıkta ve ilişkiden alınan zevkte artma gözlenir.
Bir ereksiyon sırasında maksimum kan miktarını alan süngerimsi dokular olan corpus cavernosa’daki yeni dokuların çoğalmasıyla sonuçlanır. Dolayısıyla, doğal olarak ereksiyon olma ve koruma yeteneği büyük ölçüde gelişir
İktidarsızlık, Erektil Disfonksiyon Tedavisinde PRP (P-Shot) İle Hızlı Sonuç
PRP(Platelet Rich Plasma) – CGF (Concentrated Growth Factor)
Trombositler kandaki en büyük hücrelerdir. Kanın pıhtılaşmasında ve dokuların iyileşmesinde aktif rol alırlar. Vücutta bir travma, hasar oluştuğunda trombositler olay yerine gelirler ve aktive olarak parçalanırlar. İçlerinden biyoaktif moleküllerler (büyüme faktörleri ve sitokinler) açığa çıkar. Vasküler endotelial growth factor (VEGF), platelet-derived growth factor (PDGF), transforming growth factor (TGF), insulin-like growth factor (IGF) doku iyileşmesinde önemli rol alan büyüme faktörleridir.
PRP uygulaması ile kişiden alınan kan, bileşenlerine ayrılmakta ve kanın trombosit yoğunluğuna sahip olan bir plazma sıvısı elde edilmektedir. Elde edilen zengin trombositler, vücutta kanın pıhtılaşmasını sağlamak dışında büyüme faktörleri salgılama ve dolayısıyla yenilenme sağlama özellikleri de taşımaktadır. PRP ile antrifüj işleminden geçirilerek elde edilen zengin ve yoğun trombosit (platelet) hücrelerinde bulunan büyüme faktörlerinin, ek birtakım uygulamalar ile aktive edilmesi, açığa çıkarılması ve uygulanması ile gerçekleştirilen tedavi yöntemi CGF olarak adlandırılmaktadır.
CGF işlemi tam olarak bu yapının, yani trombositlerin büyüme faktörlerinin aktive edilmesi işlemidir. Bu aktivasyon işlemi radyofrekans yöntemi, fiziksel biyoaktivatörler veya kimyasal antagonistler yardımıyla gerçekleşir.
PRP uygulamasıyla trombosit sayısının yoğunlaştırılması sağlanmakta, yukarıdaki belirtilen ek yöntemler yoluyla ise trombositlerin büyüme ve iyileştirme süreçleri başlatılmaktadır. CGF yöntemi, elde edilen yoğun trombositlerin tedavi edici, yenileyici ve onarıcı niteliklerini açığa çıkaran işlemdir.
Bu işlem sonucunda izole edilen hormon ve maddeler penis dokusuna verilerek, yeni damar, sinir, düz kas ve doku oluşumu elde edilerek, hasarlı dokuların onarılması ve gençleşmesi sağlanır. Tüm işlemler sırasında sertifikalı , hastaya özel kapalı ve steril ürünler kullanılır. Tamamıyla hastanın kanından elde edildiği için allerjen hiç bir içeriği bulunmamaktadır.
PRP – CGF Uygulaması Ne Kadar Sürer Ve Kaç Seans Uygulanmalıdır?
Uygulama kan alınması dahil 30-40 dakika sürmektedir. PRP veya CGF tedavisinin kaç seans ve ne şekilde uygulanacağı hastalığın şiddetine, hastanın tıbbi özelliklerine ve doktorun ön görüsüne göre belirlenir. Genellikle 1-4 seans uygulama yapmak yeterli olmaktadır.
PRP -CGF tedavisi hastaneye yatmayı gerektirmeyen, hastanın kendi kanından elde edildiği için vücuda alerjik olmayan, yan etkisi olmayan, kısa sürede ve kolay uygulanabilen, kalıcı sonuçlar ortaya çıkaran, tedavi sonrası bir kısıtlama gerektirmeyen, kişinin hemen günlük hayatına devam edebildiği bir tedavi yöntemi olduğu için hastalar tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.
PRP etkisini hücre düzeyinde gösterdiği için, ilk uygulamayı takiben 1 hafta içinde etkinlik ortaya çıkmakta, maksimum etkinliğe 3 ay içinde ulaşmaktadır. Özetle, gözle görülebilir etkiler yavaş ortaya çıkmakta ama sonuç kalıcı olmaktadır.
PRP-CGF İle Kök Hücre Tedavisi Arasında Ne Fark Vardır?
PRP ve CGF yöntemleriyle elde edilen materyal enjekte edildiği organda/dokuda mevcut kök hücrelerini uyararak yeni doku gelişimini uyarır. Kök hücre tedavisinde ise yağ doku ya da kemik iliğinden alınan dokular özel bir işlemden geçirilerek özel bir bir organa/dokuya verilmektedir.
Yeni Tedavi Yöntemleri:
- LSWT (lineer şok dalga tedavisi-RENOVA) önceki model olan ESWT (noktasal atış yapan ekstrakorporeal şok dalga tedavisi)’ye göre daha etkili, sadece 4 seans uygulanan, anestezi gerektirmeyen, hiçbir yan etkisi olmayan, ağrısız ikinci jenerasyon bir uygulamadır. LSWT, “düşük yoğunluklu lineer şok dalga tedavisi” özelliğine sahiptir. Lineer özelliği sayesinde sertleşme sorunun tedavisinde sadece 4 alana uygulanarak penis dokusunun tamamında etkili olmaktadır. LSWT mikrotravma oluşturarak, büyüme faktörleri ve doku onarıcı maddelerin açığa çıkmasıyla yeni damar oluşumunu sağlar. Sonuçta penisin damarları, düz kası ve sinirlerinde yenilenme (renovasyon) gerçekleşir ve ereksiyon düzelir ve kalitesi artar.
PRP Tedavisi Sonrası Cinsel Yaşam – Yan Etkisi Var Mı?
PRP tedavisi sonrası cinsel yaşam kaldığı yerden devam edebilmektedir. Ancak tedavi birkaç hafta sonra dokuların kendini onarmasıyla beraber en iyi düzeye ulaşacak ve 12 aya kadar aynı etkiyi koruyacaktır. PRP tedavisi sonrası cinsel yaşam aynı şekilde devam edebilmekte ve genellikle hastalar sonuçtan memnun olmaktadır.
Şok Dalga Tedavisi Nedir? ESWT – LSWT Tedavisi
Ekstrakorporeal Shockwave Therapy (ESWT)
Şok dalga tedavisi bir prob aracılığıyla vücuda uygulanan elektriksiz yüksek enerjili bir ses dalgası olarak tanımlanır. Şok dalgalar hedef bölgedeki kan dolaşımında hızlı bir artış sağlar ve zamanla iyileşme sürecinin başlamasına neden olarak iyileşmeye neden olur.
Şok dalga tedavisi cerrahi bir işlem olmaması nedeniyle herhangi bir iyileşme sürecine ihtiyaç duymaz. İyileşme için gerekli olan uyarımı gerçekleştiren bu işlemle iyileşme kendiliğinden başlar ve dokular onarılarak istenen sonuca ulaşılır. Erkeklerde sertleşme sorununun tedavisinde güvenle ve sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.
Şok Dalga Tedavisi İçin Kimlere Uygulanabilir?
Şok dalga tedavisi 18 yaşın altında olan kişiler için uygun değildir. Genel sağlığı iyi olan tüm kişiler şok dalga tedavisinden yararlanabilmektedir. Diğer yandan sinir ve dolaşım bozukluğu bulunan kişiler de şok dalga tedavisi için uygun aday değildir.
Ürolojide Şok Dalga Tedavisi Ne Kadar Etkili?
Şok dalga tedavisi etkisi sadece 3 veya 4 tedaviden sonra bile görülebilmektedir.
Ürolojide şok dalga tedavisi herhangi bir cerrahi işleme gerek olmadan yapılabildiği için hastaların kısa sürede normal yaşamlarına geri dönmesi büyük bir avantajlıdır. Şok dalga tedavisi sertleşme sorunu için sıklıkla kullanılmaktadır.
Yeni Nesil Tedavi Yöntemi LSWT
Şok dalga tedavisi çeşitli hastalıklar için kullanılan yoğunluğu ayarlanabilir ses dalgalarını kullanan bir yöntemdir. Sertleşme sorununda şok dalga tedavisi, sertleşme sorununun en yaygın sebebi olan yetersiz kan akışı problemini çözümlemek için kullanılır. Sertleşme sorununda şok dalga tedavisi sadece semptomları yönetmek için değil, sertleşme sorununun nedenini tedavi etmeye yardımcı olmak için de kullanılmaktadır.
40 ile 70 yaşlarındaki erkeklerin %50’sinden fazlası sertleşme sorunundan mustariptir. Şok dalga tedavisi, damarları tekrar açmak ve penise doğru kan akışını yeniden oluşturmak için düşük yoğunluklu şok dalgalarını uygulamaktadır..
Şok dalga tedavisinde enerjiyi dikkatlice doğru noktalara yönlendirmek için özel bir tıbbi cihaz kullanılır. Uygulama penis şaftı ve tabanı boyunca yapılır ve işlem tamamlanır.
Yazar: Göksel Verim